Powered By Blogger

5 Eylül 2012 Çarşamba

Avrupa standartlarına ulaşan Ülke'mizin hali...

Benim köyüm neden böyle Başbakanım!!!

SAYIN BAŞBAKANIM

2002/03 kasım’dan bu yana Türkiye’nin coğrafyası değişti, duble yollar, barajlar, sulama kanalları, daha hangi birini sayayım, ama benim köyümden herhalde ne hükümetimizin nede valimizin haberi yok, benim köyümde yeterli içme suyu bile yok. Karakuyu Köyü ile ilçemiz arasında bulunan yolumuz asfalt idi, Himmetli Köyü ile Karakuyu Köyü arası 19 km. asfaltımız HES çalışması nedeni il

e yolumuz kullanılamaz hale geldi, yağmur yağdığında birçok yerine su doluyor benzinli araçlar yola hiç çıkamıyorlar. MEM enerji şirketinin yapmış olduğu yolumuzda bir 310 metre tüneli var, içinde aydınlatma yok. Tünel içinde bir çalışma yaparken giriş ve çıkışa bir uyarı koymaya bile ihtiyaç duymuyorlar, kışın 2 metre buz oluşuyor, yazın tozdan ilerlemekte çok zorluk çekiyoruz. Bizim gariban vatandaşımız bir yerden bir yere yaya gitmek zorunda kaldıklarında yoldaki su ve karanlık tüneli geçemiyorlar. Tünel yaz ayları toz, kışın ise yaklaşık 2 metre oluşan buz ile tehlike saçıyor. Buna önlem almak için illa birilerinin ölmelimi. Modeli düşük aracı olan bir vatandaşımız 2 kere ilçeye gitse yolun bozuk olması nedeni ile üçüncüsünde yolda kalıyor. Refah düzeyi yükselen, insana duyulan saygının, Avrupa standartlarına ulaşan Ülkemizde vatandaşa bu eziyet revamı? Acaba hangi adalete sığıyor bir şirketlerin daha az masrafla iş yapmak için 8 köyün yolunun bozulmasına göz yummak. Bu yolu kullanan 8 tane köy bulunmaktadır, ortalama günlük 250/300 aracın geçtiği yol, üstelik bu köylerin % 60, % 70 % 80’ni oyunu AKP’ ye veriyor, AKP Adana ilinde sadece Saimbeyli ilçesinde birinci geliyor, oda köylerin oyu ile AKP’ye oy verenlerden öç mü alınıyor? Benim köyümden başka siyasi partiden Milletvekili adayı olmasına rağmen yinede %75 AKP’ye oy verildi. Ben AKP köy başkanıyım halkın karşısına çıkmaya utanıyorum. Bu köylerin insanları işsiz, bir gün gelir bizim memleketimizden de Devletin haberi olur, köyler boşalmasın diye Aksaağaç Köyü ile Karakuyu Köyü arasında bulunan minare yüksekliği yaklaşık, 400/450 metre aşağıda hoca bey deresi isimli bir dere bulunmakta, bu derenin suyunu devletimizin içme suyu projesi var ama nedense daha bir çalışma yok. Köyde HES çalışması yapan Enerji SA firması iptal ettirdi deniliyor ne kadar doğru bilemiyorum. Bu su sulama suyu olarak, Köyü müze çıkar diye ümit ediyordum. Zenginin değil haklının yanında, demokratik ve insan haklarına riayet edilen ülkemizde Türkiye’nin 4 bir yerinde hayır kurumu olan Sabancı Holding’in Enerji SA firması Köyü müzede HES çalışması yapmaktadır, bize ne faydası var hiç, 2 köyden çalışan sayısı 28, 600 ün üzeride işçi çalışan şirkette. Sabancı Holding parasına para katmak için ilkbahar yaz aylarında günlük ortalama Aksaağaç ve Karakuyu köyünün 60/70 tanker içme ve inşaat için su aldığı dereye gözünü dikti. Biz buraları devletten kiraladık bizim çalışma bölgesinde bulunan bahçe ve tarım arazilerinizi satın, yoksa kamu yararına istimlâk eder paranızı banka hesabınıza yatırırız diyor Enerji SA Müdürü. Her yıl sağlığa ayrılan bütçenin yükseldiği Ülkemizde, bu şirketler hiç çekinmeden, Türkiye’nin dördüncü büyük şehri Adana’nın içme su kaynağı Seyhan Nehri’ni besleyen Göksu ırmağına her türlü çöp, kimyasal madde ve artan çimento atığı dökebiliyorlar. Bununla ilgili bazı görü var elimde. Biz HES çalışmasına karşı değiliz, ama bizi kendilerinin rahatsız etmeye yolumuzu kullanılamaz hale getirmeye, suyumuzun son damlasına kadar almaya ve taş ocağından çıkan toz mahalledaki bahçe ve tarım arazisini ve halkın sağlığını tehdit etmeye ne hakkı var? Bize siz ne gibi insansınız yapılan hizmete karşı çıkıyorsunuz, Sabancı Holding olmasa idi, Adana var olur mu idi, Sabancı kadar başınıza taş düşsün diyebilen bir idare işler şefi var, acaba bir yerde iş yaparken vatandaşı rahatsız etmeye ve küçük görmeye bu cesareti nerden alıyorlar? Rahatsız oluyorsanız gidin şikâyet edin diyebiliyor, Enerji SA Müdürü Mehmet Karaağaç ve idari işler şefi Deniz Karatepe. Kimi kime şikâyet edeceğiz ben 38 yaşındayım ömrümde hiç Vali görmedim, benim Köyüme bir kere gelip vatandaşın derdini dinlemeyen, Kaymakam, ilçe garnizon komutanı, Orman işletme müdürü, ama Enerji SA şirketini ayda bir kere ziyaret edebiliyorlar.

Sayın Başbakanım ayda bir ulusa sesleniş konuşmasında Sayın Vali’ler, Kaymakam’lar, İl ve İlçe başkanları makamınızda oturmayın gidin gezin halkın derdini dinleyin diyorsunuz ama hiç bir icraat yok. Bir soru Türkiye’nin en kalabalık 2 yolundan biri Adana Pozantı ve Niğde Ulukışla yolunu rahatlatacak, Adana Tufanbeyli yolu ve bu yol Doğu Akdeniz ve Orta Karadeniz bölgesinin yolunu kısaltacak. Bu kadar önemli olan Adana Tufanbeyli yolu arasında bulunan tapulu arazileri istimlâk yapılamadığı için yol çalışması aralıkla devam etmektedir, örnek Saimbeyli ve Himmetli arası. Bir Devlet yolunun yapımı kamu yararına değimli? Benim bir yaş düzeltme davam 2 yıla yakın sürdü, hastane doğum raporu ve şahidim olduğu halde. Benim ve Selahattin Duranın müstakil kullandığı tapulu araziye Enerji SA şirketi bizden izin alma ihtiyacı duymadan çalışma yapmaya başlamış,2 ad. Ağaç yok etmiş, Mahalle sakinleri Jandarma ve Orman işletme şefliğine ihbarda bulununmuş Orman işletme şefinden aldığı cevap şu an Orman muhafaza memurum yok. Jandarma geldi bir tutanak tuttu mahkeme 2 ayda Enerji SA lehine temiz yolu açık karar verdi. Sıradan bir orman köylüsü gariban vatandaş kış ortası yakacak odunu kalmayınca, yanına 2 kişi alıp 2 ağaç kesse hepsine ayrı ayrı cezai işlem uygulanır, suçu güçlü bir şirket yapınca yapılan ihbar ile ilgilenilmiyor. Acaba hangi adalete sığınarak bu cesareti alıyor bu şirket, 8 köyün yolunu kullanılamaz hale getirmeyi, 3/5 kişi değil 2 köyün içme ve sulama suyunu son damlasına kadar almayı? Ormanı kiraladık diyerek ormanı tahrip etmeyi? Ormandan mutlaka kiralama yapılmıştır, ama kaç hektar kiralayıp kaç hektarını kaçak kullanılıyor acaba? Bu insanlar ne yapacak susuz? ENERJİSA bize bedava elektrik mi, verecek verse ne yazar susuz yaşanır mı? ENERJİSA müdürü bu bölgeyi Devletten kiraladık. Devlet bizim yaşadığımız toprağı kiraya verirken, bu halkın hiç görüşüne gerek niye duymuyor? Acaba bu bölgelere 1992 ile1995 yılları arası terör yerleşmeye çalıştı, bu bölge insanı terörü dışlamasa da beslese idi, bu şirket burada çalışma imkânı bulabilir mi idi? Acaba bu toprakları şimdi kim korumuş oluyor? Devlet halkının yaşamadığı toprağı ne yapacak? Acaba biz TÜRİYE CUMHURİYETİ vatandaşlığını hak etmek için dağa mı çıkmamız gerek? Yoksa terör mü beslememiz gerek? Yine bir soru, yaşadığımız bölgenin doğal kaynak suyunu, hazine arazisini ve ormanını kullanma hakkı bu bölgenin halkına mı ait? Yoksa kamu yararı adı altında, iki köyün son damlasına kadar suyunu alıp parasına para katmak için Sabancı Holdinge mi ait? 
Bu 2 köyün 20.000 dönümün üzerinde tarım arazisi bulunmaktadır, nerdeyse yarısından iki kere mahsul alınır ve çevre köylere de iş istihdamı da sağlanır. Bu köylerin insanı işsiz köylünün yarıdan fazlası başka illerde hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan ve geçici olarak patates, soğan tarlasında hamallık ve orman işçiliği yapıyorlar. Türkiye’de köyler işsizlik nedeni ile boşalıyor genellikle güney ve güneydoğuda, boşalan köylere kim yerleşecek tabii ki terör, Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki terör belası buraya da mı gelsin? Devlet’imiz bize sahip çıkmazsa bu bölgede de yaşanılmaz hale gelinecek. Şehre göç başlayacak, boşalan köyler terör yuvası, şehirdeki işi olmayan vatandaş hem dışlanacak işsiz gençler ya hırsız ya da kapkaççı ve terörün eline düşecek.

BİLGİLERİNİZE ARZ ADERİM
Cafer AKBOLAT

ADRES: Karakuyu Köyü Merkez Mevkii No:11
Tlf:05353285875 Saimbeyli