SAYIN BAŞBAKANIM
2002/03 kasım’dan bu yana
Türkiye’nin coğrafyası değişti, duble yollar, barajlar, sulama
kanalları, daha hangi birini sayayım, ama benim köyümden herhalde ne
hükümetimizin nede valimizin haberi yok, benim köyümde yeterli içme suyu
bile yok. Karakuyu Köyü ile ilçemiz arasında bulunan yolumuz asfalt
idi, Himmetli Köyü ile Karakuyu Köyü arası 19 km. asfaltımız HES
çalışması nedeni il
e yolumuz kullanılamaz
hale geldi, yağmur yağdığında birçok yerine su doluyor benzinli araçlar
yola hiç çıkamıyorlar. MEM enerji şirketinin yapmış olduğu yolumuzda
bir 310 metre tüneli var, içinde aydınlatma yok. Tünel içinde bir
çalışma yaparken giriş ve çıkışa bir uyarı koymaya bile ihtiyaç
duymuyorlar, kışın 2 metre buz oluşuyor, yazın tozdan ilerlemekte çok
zorluk çekiyoruz. Bizim gariban vatandaşımız bir yerden bir yere yaya
gitmek zorunda kaldıklarında yoldaki su ve karanlık tüneli geçemiyorlar.
Tünel yaz ayları toz, kışın ise yaklaşık 2 metre oluşan buz ile tehlike
saçıyor. Buna önlem almak için illa birilerinin ölmelimi. Modeli düşük
aracı olan bir vatandaşımız 2 kere ilçeye gitse yolun bozuk olması
nedeni ile üçüncüsünde yolda kalıyor. Refah düzeyi yükselen, insana
duyulan saygının, Avrupa standartlarına ulaşan Ülkemizde vatandaşa bu
eziyet revamı? Acaba hangi adalete sığıyor bir şirketlerin daha az
masrafla iş yapmak için 8 köyün yolunun bozulmasına göz yummak. Bu yolu
kullanan 8 tane köy bulunmaktadır, ortalama günlük 250/300 aracın
geçtiği yol, üstelik bu köylerin % 60, % 70 % 80’ni oyunu AKP’ ye
veriyor, AKP Adana ilinde sadece Saimbeyli ilçesinde birinci geliyor,
oda köylerin oyu ile AKP’ye oy verenlerden öç mü alınıyor? Benim
köyümden başka siyasi partiden Milletvekili adayı olmasına rağmen yinede
%75 AKP’ye oy verildi. Ben AKP köy başkanıyım halkın karşısına çıkmaya
utanıyorum. Bu köylerin insanları işsiz, bir gün gelir bizim
memleketimizden de Devletin haberi olur, köyler boşalmasın diye Aksaağaç
Köyü ile Karakuyu Köyü arasında bulunan minare yüksekliği yaklaşık,
400/450 metre aşağıda hoca bey deresi isimli bir dere bulunmakta, bu
derenin suyunu devletimizin içme suyu projesi var ama nedense daha bir
çalışma yok. Köyde HES çalışması yapan Enerji SA firması iptal ettirdi
deniliyor ne kadar doğru bilemiyorum. Bu su sulama suyu olarak, Köyü
müze çıkar diye ümit ediyordum. Zenginin değil haklının yanında,
demokratik ve insan haklarına riayet edilen ülkemizde Türkiye’nin 4 bir
yerinde hayır kurumu olan Sabancı Holding’in Enerji SA firması Köyü
müzede HES çalışması yapmaktadır, bize ne faydası var hiç, 2 köyden
çalışan sayısı 28, 600 ün üzeride işçi çalışan şirkette. Sabancı
Holding parasına para katmak için ilkbahar yaz aylarında günlük ortalama
Aksaağaç ve Karakuyu köyünün 60/70 tanker içme ve inşaat için su aldığı
dereye gözünü dikti. Biz buraları devletten kiraladık bizim çalışma
bölgesinde bulunan bahçe ve tarım arazilerinizi satın, yoksa kamu
yararına istimlâk eder paranızı banka hesabınıza yatırırız diyor Enerji
SA Müdürü. Her yıl sağlığa ayrılan bütçenin yükseldiği Ülkemizde, bu
şirketler hiç çekinmeden, Türkiye’nin dördüncü büyük şehri Adana’nın
içme su kaynağı Seyhan Nehri’ni besleyen Göksu ırmağına her türlü çöp,
kimyasal madde ve artan çimento atığı dökebiliyorlar. Bununla ilgili
bazı görü var elimde. Biz HES çalışmasına karşı değiliz, ama bizi
kendilerinin rahatsız etmeye yolumuzu kullanılamaz hale getirmeye,
suyumuzun son damlasına kadar almaya ve taş ocağından çıkan toz
mahalledaki bahçe ve tarım arazisini ve halkın sağlığını tehdit etmeye
ne hakkı var? Bize siz ne gibi insansınız yapılan hizmete karşı
çıkıyorsunuz, Sabancı Holding olmasa idi, Adana var olur mu idi, Sabancı
kadar başınıza taş düşsün diyebilen bir idare işler şefi var, acaba
bir yerde iş yaparken vatandaşı rahatsız etmeye ve küçük görmeye bu
cesareti nerden alıyorlar? Rahatsız oluyorsanız gidin şikâyet edin
diyebiliyor, Enerji SA Müdürü Mehmet Karaağaç ve idari işler şefi Deniz
Karatepe. Kimi kime şikâyet edeceğiz ben 38 yaşındayım ömrümde hiç Vali
görmedim, benim Köyüme bir kere gelip vatandaşın derdini dinlemeyen,
Kaymakam, ilçe garnizon komutanı, Orman işletme müdürü, ama Enerji SA
şirketini ayda bir kere ziyaret edebiliyorlar.
Sayın Başbakanım
ayda bir ulusa sesleniş konuşmasında Sayın Vali’ler, Kaymakam’lar, İl ve
İlçe başkanları makamınızda oturmayın gidin gezin halkın derdini
dinleyin diyorsunuz ama hiç bir icraat yok. Bir soru Türkiye’nin en
kalabalık 2 yolundan biri Adana Pozantı ve Niğde Ulukışla yolunu
rahatlatacak, Adana Tufanbeyli yolu ve bu yol Doğu Akdeniz ve Orta
Karadeniz bölgesinin yolunu kısaltacak. Bu kadar önemli olan Adana
Tufanbeyli yolu arasında bulunan tapulu arazileri istimlâk yapılamadığı
için yol çalışması aralıkla devam etmektedir, örnek Saimbeyli ve
Himmetli arası. Bir Devlet yolunun yapımı kamu yararına değimli? Benim
bir yaş düzeltme davam 2 yıla yakın sürdü, hastane doğum raporu ve
şahidim olduğu halde. Benim ve Selahattin Duranın müstakil kullandığı
tapulu araziye Enerji SA şirketi bizden izin alma ihtiyacı duymadan
çalışma yapmaya başlamış,2 ad. Ağaç yok etmiş, Mahalle sakinleri
Jandarma ve Orman işletme şefliğine ihbarda bulununmuş Orman işletme
şefinden aldığı cevap şu an Orman muhafaza memurum yok. Jandarma geldi
bir tutanak tuttu mahkeme 2 ayda Enerji SA lehine temiz yolu açık karar
verdi. Sıradan bir orman köylüsü gariban vatandaş kış ortası yakacak
odunu kalmayınca, yanına 2 kişi alıp 2 ağaç kesse hepsine ayrı ayrı
cezai işlem uygulanır, suçu güçlü bir şirket yapınca yapılan ihbar ile
ilgilenilmiyor. Acaba hangi adalete sığınarak bu cesareti alıyor bu
şirket, 8 köyün yolunu kullanılamaz hale getirmeyi, 3/5 kişi değil 2
köyün içme ve sulama suyunu son damlasına kadar almayı? Ormanı kiraladık
diyerek ormanı tahrip etmeyi? Ormandan mutlaka kiralama yapılmıştır,
ama kaç hektar kiralayıp kaç hektarını kaçak kullanılıyor acaba? Bu
insanlar ne yapacak susuz? ENERJİSA bize bedava elektrik mi, verecek
verse ne yazar susuz yaşanır mı? ENERJİSA müdürü bu bölgeyi Devletten
kiraladık. Devlet bizim yaşadığımız toprağı kiraya verirken, bu halkın
hiç görüşüne gerek niye duymuyor? Acaba bu bölgelere 1992 ile1995
yılları arası terör yerleşmeye çalıştı, bu bölge insanı terörü dışlamasa
da beslese idi, bu şirket burada çalışma imkânı bulabilir mi idi? Acaba
bu toprakları şimdi kim korumuş oluyor? Devlet halkının yaşamadığı
toprağı ne yapacak? Acaba biz TÜRİYE CUMHURİYETİ vatandaşlığını hak
etmek için dağa mı çıkmamız gerek? Yoksa terör mü beslememiz gerek? Yine
bir soru, yaşadığımız bölgenin doğal kaynak suyunu, hazine arazisini ve
ormanını kullanma hakkı bu bölgenin halkına mı ait? Yoksa kamu yararı
adı altında, iki köyün son damlasına kadar suyunu alıp parasına para
katmak için Sabancı Holdinge mi ait?
Bu 2 köyün 20.000 dönümün üzerinde
tarım arazisi bulunmaktadır, nerdeyse yarısından iki kere mahsul alınır
ve çevre köylere de iş istihdamı da sağlanır. Bu köylerin insanı işsiz
köylünün yarıdan fazlası başka illerde hiçbir sosyal güvencesi
bulunmayan ve geçici olarak patates, soğan tarlasında hamallık ve orman
işçiliği yapıyorlar. Türkiye’de köyler işsizlik nedeni ile boşalıyor
genellikle güney ve güneydoğuda, boşalan köylere kim yerleşecek tabii ki
terör, Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki terör belası buraya da mı gelsin?
Devlet’imiz bize sahip çıkmazsa bu bölgede de yaşanılmaz hale
gelinecek. Şehre göç başlayacak, boşalan köyler terör yuvası, şehirdeki
işi olmayan vatandaş hem dışlanacak işsiz gençler ya hırsız ya da
kapkaççı ve terörün eline düşecek.
BİLGİLERİNİZE ARZ ADERİM
Cafer AKBOLAT
ADRES: Karakuyu Köyü Merkez Mevkii No:11
Tlf:05353285875 Saimbeyli